top of page

12 ÖFKELİ ADAM (12 ANGRY MEN)

Güncelleme tarihi: 2 Haz 2022


ree

Sunulduğu tarihten itibaren üzerine konuşmalar, analizler yaptıran bu film; sosyal, psikolojik ve birçok farklı açıdan unsurları içeriyor.


18 yaşında babasını öldürmekten suçlanan bir çocuğun mahkemeye çıkması ile başlıyor film. Mahkemenin kararı ise Amerikan jüri sistemi ile gerçekleşecektir. Bu sistemin işleyişi şu şekildedir; birbirini tanımayan 12 jüri üyesi bir araya gelerek bir karar verir ve bu karar ile dava sonuçlanır. Jürinin kararı sonucunda çocuk suçlu bulunursa idam edilecektir. Böylesine büyük ve kritik bir karar aşamasında bulunan kişilerin düşünceleri, anlık modları, otomatik düşünceleri, tutumları veya önyargılarının ne kadar önemli olabileceğini tahmin edebiliriz. Filmde her sahnede; her bir diyalogda böylesine önemli olan unsurları farklı açılardan görebiliyoruz. Filmin en güzel yanlarından biri ise 1957 yapım olmasına ve düşük bütçe ile sınırlı bir mekanda çekilmesine rağmen, bugün bile izleyiciye kendini sevdirerek ve düşündürerek izletmesidir.


Havanın ne kadar sıcak olduğunu bize hissettiren bir günde; vantilatörü bozuk(?), havasız, fazla sıcak ve kilitli bir odada geçiyor 12 jürinin karar verme süreci. Film yapımcıları adeta izleyicilerini jüri üyeleriyle birlikte sıcak ve havasız odaya kilitliyor. Aslında filmde odanın bu kadar sıcak olmasının; vantilatörün çalışmamasının hatta kapının kilitli olmasının bile bir sebebi vardır.


Filmle ilgili önemli ayrıntılar, metaforlar ve farkındalıklar:

1.Çocuk neden babasını öldürdü?

Jüri üyeleri karar sürecine “çocuğun neden babasını öldürdüğü” sorusu ile başlıyorlar yani karar sürecine zaten bir yargı ile başladıklarının göstergesidir.


2.Tek perspektifli düşünce olarak “vantilatör”

Odanın sıcaklığına sebep olan vantilatör konusuna gelecek olursak filmde jüri üyeleri vantilatörü çalıştırmayı deniyor fakat fazla uğraşmadan ve farklı alternatifleri düşünmeden vantilatörün çalışmadığı kanısına varıyorlar daha sonrasında ise bundan dolayı sıcak odada vantilatörsüz bir şekilde kalmaya devam ediyorlar. Filmin ilerleyen saatlerinde görüyoruz ki aslında vantilatör ve lamba birbirine bağlıdır. Buradaki durumu bir metafor olarak algılayabiliriz. Hayatımızda bazı olayların farklı bakış açıları, farklı çözümleri vardır buna rağmen bizler sadece bir açıdan bakmaya devam ederiz. Tek bildiğimiz yoldan gitmek; aslında bizi çözüme götürecek başka bir yolu denememek veya böyle bir yolun varlığını bile araştırmamak, yanlış kararlar vermemize sebep olabilir ve bu yanlış kararlar bazı zamanlarda 18 yaşında babasını öldürmekle suçlanan ve belki de masum olan bir çocuğun idamına sebep olacak önemi taşır.



ree

3.Beyaz takım elbise

Jüri odasında nihayet oylama için tartışma başlar. Aslında ilk başlarda herhangi bir tartışmadan bahsedemeyiz çünkü borsayı takip eden jüri üyeleri, maça yetişmek isteyen jüri üyeleri, bir an önce gitmek isteyen jüri üyeleri derken daha karar sürecinin başında hemen oylama yapan bir ekip görüyoruz. 1 numaralı jüri üyesi süreci başlatıyor ve çocuğu suçlu bulanlar ellerini kaldırıyor. 11 jüri üyesi daha delilleri, tanıkları ve etken unsurları incelemeden çocuğu suçlu bularak ellerini kaldırıyor. Yalnızca bir kişi el kaldırmıyor; filmin başından beri düşünceli davranışlar sergileyen; beyaz takım elbiseli 8 numaralı jüri üyesi (Henry Fonda'nın etkileyici ve başarılı oyunculuğu bizlerle). Bu jüri üyesinin diğer üyelere nispeten çok daha rasyonel ve sorgulayıcı bir tutum ve davranış sergilediğini göreceğiz. Beyaz takım elbiseyi dogmalara, önyargılara ve insan hayatının umursanmamasına karşı çıkan bir saflıkla eşleştirebiliriz.


ree

4. Suçlu çocuk yoktur suça sürüklenen çocuk vardır


ree

ree









Tam olarak bu sahnede suçlu çocukların olmayacağını; suça sürüklenen çocukların olacağını düşündürmeye başlıyorlar seyirciye. Suça sürüklenerek, suç işleyen çocukları sosyolojik faktörler, sosyo-ekonomik kültür, ebeveyn etkisi gibi çerçeveler dahilinde inceleyebiliriz. Bunlarla birlikte Sosyal Öğrenme Kuramı (Social Learning Theory) suça sürüklenme sebebini bizlere en iyi açıklayan teorilerden birisidir. Bandura’nın Bobo Doll Deneyi çocukların suçu ve şiddeti nasıl öğrendiğini bizlere açık ve basit şekilde göstermiştir. Her ne kadar modelleme yoluyla suçun öğrenilmesinden bahsetsek de filmde söz konusu olan çocuğun sosyo-kültürel çerçevede zor bir yaşam sürdüğü, hayatta kalmak için mücadele verdiği Henry Ford tarafından dile getiriliyor. İlk başlarda direkt “suçlu çocuk” olarak bahsederken filmin sonlarına doğru, örselenmiş ve suça sürüklenebilecek bir talihsizliğe sahip olan çocuk, olarak fikrini değiştiriyor.


5.Azınlık etkisi

İlk oylamada çoğunluk çocuğun suçlu olduğuna dair oy kullanıyor. Daha sonrasında 8 numara hariç tüm jüri üyeleri çoğunluğa uyarak el kaldırıyor. Tam burada “Azınlık Etkisi”ni (Minority Effect) görmeye başlıyoruz. Azınlık etkisi, azınlıktan gelen bir muhalefetin çoğunluğun uygunluğunu azaltmasıdır (Taylor, 2006). Azınlığın etkili olması için düşünce, tutum veya davranışın tutarlı olması, güçlü olması, esnek sunum tarzına sahip olması gerekir. Rasyonel argümanlar sunulması azınlığın düşüncesini çoğunluk üzerinde etkili kılan diğer önemli faktörlerdendir. Bunlarla birlikte tutarlı ve gerçek kanıtlarla olaya yaklaşmak da azınlık etkisini esas kılar. Filmde aslında en baştan itibaren var olan çoğunluğun üzerine ince ince işleyen azınlığın etkisini görüyoruz. Azınlık etkisini daha iyi bir şekilde anlamak ve örneklendirmek isterseniz Moscovici Teoremini araştırabilirsiniz.


6.Sosyal etki

Sosyal Etki Kuramı (Social Impact Theory), diğer insanların birey üzerindeki etkisini açıklamak için Latané tarafından kullanılmıştır. Tam olarak ne olduğunu merak ederseniz de günlük yaşantınızı gözlemleyebiliriz. Hepimizin inançları, düşünceleri, bilişleri, tutumları ve bunlar sonucunda oluşan davranışları vardır. Buna karşın gün içinde karşılaştığımız birçok farklı çevresel uyaran vardır. İşte bu uyaranların bizleri etkilemesi ve düşüncelerimizi değiştirmesi “Sosyal Etki” oluyor. Sosyal etkinin kabul etme, uyma ve itaat şeklinde üç farklı yönü vardır. 12 Kızgın Adam filminde ise en çok “uyma” unsurunu görüyoruz. 12 jüri üyesinin çoğunlukta olmasına rağmen zamanla 1 jüri üyesine uyma davranışı göstermesi bize sosyal etkiyi açıklıyor Uyma davranışını etkileyen üç faktör vardır. Birincisi grubun büyüklüğü, ikincisi grubun bağlılığı ve üçüncüsü grup üyelerinin birbiriyle fikir birliğidir.


Filmde genel olarak benim gördüklerim bu şekilde. Bana göre o jüri odası aslında her birimizin içsel mahkemesini temsil ediyor; kimi zaman önyargılarımızla, otomatik düşüncelerimizle ve benliğimizi ele geçiren bencilliklerimizle yaşıyoruz. Bazı zamanlarda ise tıpkı 8 numaralı jüri üyesi gibi kendimizi sorgulayıp; asıl düşüncemizin ne olduğunu, yapmak istediğimiz şeyin gerçekten o an yaptığımız şey mi olduğunu tartışıyoruz.

Yanlış olana hemen “doğru” tanısı koymadan (veya tam tersi) vicdanlarımıza ve düşüncelerimize beyaz takım elbise giydirelim…



ESİN ALKAN


 
 
 

Yorumlar


Abonelik Formu

pngegg.png

©2022, psikozmos.
Galaksilerin parıltısına karsı gözlerini korumaya hazırlan ve sıkı tutun, mekik kalkmaya hazır! 10,9,8,7,6,5,4...

bottom of page